15.02.2012

Güney Afrika - İlk İzlenimler

THY'nin İstanbul-Johannesburg uçuşu 9,5 saat sürüyor. Gece başlayan yolculuk sabah sona eriyor. Havaalanında uçaktan çıktıktan sonra pasaport kontrolü için ne tarafa gideceğinizi gösteren tablelalar yok, kalabalığı takip etmeniz gerekiyor. Bizim gibi sona kalırsanız dona kalıyorsunuz. Dil bilmek sorunu çözmüyor; çünkü bir de soracak görevli bulmanız gerekiyor.. Nihayet bir şekilde pasaport/vize kontuarlarını bulduğunuzdaysa uzun bir kuyrukla baş etmek zorunda kalıyorsunuz.

Yalnız tam burada Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek lazım.. Güney Afrika'ya 1 aylık bir süre için vizesiz giriş yapabiliyoruz Türk vatandaşları olarak. Türkiye'de olduğu gibi giriş için para falan da almıyorlar sağolsunlar..

Pasaport kontrolü ve bagaj alımının ardından havaalanından şehir merkezine varış arabayla yarım saati bulmuyor, tabi trafiğin yoğun olmadığı saatlerden bahsediyorum.. Şehrin merkezine doğru ilerlerken ilk dikkati çeken şey yeşilin bolluğu; bir de binalar genellikle çok katlı değil.. Yollarda daha çok nüfusun %80'ni oluşturan siyahları görüyorsunuz, beyazlara daha çok şehir merkezinde rastlıyorsunuz.

Güney yarım kürede olduğumuz için Şubat ayında yaz mevsimi yaşanıyor. Ama sanırım Johannesburg'da nem oranı fazla olmadığı için bunaltıcı sıcaklar yok.. Gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkı biraz yüksek.. Bunun dışında yaz mevsimi olmasına rağmen aniden bastıran yağmur ya da gök gürültüsü size hangi mevsimde olduğunuzu unutturabiliyor.

Daha yazılabilecek çok şey var aslında ama tadında bırakayım; daha sonraya yazacak birşeyler kalsın..

Hiç yorum yok: